İSLÂMLAŞMA SÜRECİNDE TÜRK HALK KÜLTÜRÜNDE CARİYELİK

Kölelik/câriyelik insanlık tarihi kadar eski olup yerleşik kültürlerin bir ürünüdür. Türklerde konar-göçer bozkır hayatının şartları bu türden oluşumların kurumsal özellikler kazanmasına müsaade etmemiştir. Bununla birlikte, kadın veya erkek esirlerden istifade mecburiyeti esirlerin ticaretini ve bi...

Full description

Saved in:  
Bibliographic Details
Published in:Dinî araştırmalar
Subtitles:Concubinage ( Jariya ) in Turkish Folk Culture in the Period of Islamization
Main Author: Yürekli̇, Tülay (Author)
Format: Electronic Article
Language:Turkish
Check availability: HBZ Gateway
Journals Online & Print:
Drawer...
Fernleihe:Fernleihe für die Fachinformationsdienste
Published: DergiPark Akademik 2020
In: Dinî araştırmalar
Year: 2020, Volume: 23, Issue: 59, Pages: 309-320
Further subjects:B Cariye
B Kadın Hizmetçi
B Köle
B Concubinage
B Slave
B Jariya
B Housemaid
B Female Slave
B Odalık
B Kadın köle
Online Access: Volltext (kostenfrei)
Volltext (kostenfrei)
Description
Summary:Kölelik/câriyelik insanlık tarihi kadar eski olup yerleşik kültürlerin bir ürünüdür. Türklerde konar-göçer bozkır hayatının şartları bu türden oluşumların kurumsal özellikler kazanmasına müsaade etmemiştir. Bununla birlikte, kadın veya erkek esirlerden istifade mecburiyeti esirlerin ticaretini ve bir şekilde istihdamını gerektirmiştir. İslamlaşma sürecinde Türkistan en mühim köle ticaretinin yapıldığı yerlerden olmuştur. Bu işi Samaniler üstlenmiştir. Türk kadın köleler/cariyeler güzellikleri nedeniyle çokça talep görmüştür. Türk kadınlarının güzellikleri Dede Korkut ve Şehname’ye yansımış, dönemin seyyahları tarafından da onanmıştır. Söz konusu dönemde Türkler, cariye, hizmetçi ve odalık manasında Türkçe ve Çinceden dillerine geçen farklı kelimeler kullanmıştır. Kaşgarlı Mahmud bu kelimeleri kaydetmiştir. Kadın köleler/cariyeler aile hayatında umumiyetle hizmet erbabı kadınları temsil etmiştir. Cariyeler, sahiplerinin isteği doğrultusunda, evlenme, azad edilme gibi bir takım fırsatlardan mahrum bırakılmamıştır. Bu çalışmada amacımız, İslâmlaşma sürecinde Türk halk kültüründe câriyeliğin ve cariyelerin ne ifade ettiğini, halk tarafından nasıl algılandığını ve câriyelerle ilgili birtakım kültürel pratikleri değerlendirerek ortaya koymaktır.
Slavery is as old as human history and is a product of established cultures. To gain profit from captives resulted in slave trade and exploit them as labor force. Although ancient Turks took advantage of slaves, the conditions of Turkish nomadic steppe culture did not allow slavery become institutionalised. During Islamization of Turks, Turkistan witnessed one of the most successful periods of the slave trade because of raids against non-Muslim Turks by Samanids and Muslim Turks. Muslim travellers of X and XI th century emphasize frequently the importance of the Turkish slave trade and its network. Turkish jawari (singular: jariya, an Arabic word, means concubine, female slave and housemaid) were the most demanded in Muslim countries in Turkestan and Near East due to their beauty, which the Muslim travelers mention quite frequently. Their beauty was reflected in epics like the stories of Dede Korkut and Shahnama as well. Turks used a few Turkish and Chinese origin words to mean jariya. Mahmud al-Kaşgari recorded the terms related to jariya in his book, Divan al-Lugat al-Turk. The meaning of some of these words have changed over time but the women referred to by these terms were generally housemaids in family life. All kind of jariya had opportunities such as marriage, being treated like a member of the family and being emancipated. My aim in this study is to address perception and interpretation of jariya and certain practices related to them in Turkish folk culture in the period of Islamization.
ISSN:2602-2435
Contains:Enthalten in: Dinî araştırmalar
Persistent identifiers:DOI: 10.15745/da.793564